İçeriğe geç

Geçici görevlendirme kalıcı olur mu ?

Geçici görevlendirme kalıcı olur mu? Edebiyatın aynasında bir geçicilik hikâyesi

Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca araç değil, varoluşun en ince damarlarıdır. Her sözcük, insanın kendini anlamaya çalıştığı o uzun yolculukta bir iz bırakır. “Geçici görevlendirme kalıcı olur mu?” sorusu ilk bakışta bürokratik bir mesele gibi görünür; oysa derinlemesine düşünüldüğünde, bu ifade insanın kaderle yaptığı geçici sözleşmeleri hatırlatır. Geçiciliğin kalıcılığa dönüştüğü yer, yalnızca devlet dairelerinde değil, edebiyatın en karanlık sayfalarında da yankılanır.

Geçiciliğin ironisi: Kafka’dan Camus’ye bir yolculuk

Franz Kafka’nın kahramanlarını hatırlayalım: K. bir sabah uyandığında kendini bilinmeyen bir mahkemenin ortasında bulur. O, geçici bir görevlendirme gibi başlayan bir sürecin, sonsuz bir bürokratik döngüye dönüşmesinin simgesidir. Kafka’nın dünyasında hiçbir şey kalıcı değildir ama hiçbir şey de tam olarak sona ermez. Bu, insanın varoluşuna sinmiş kalıcı geçiciliğin edebi izdüşümüdür.

Albert Camus’nün Yabancı’sında da benzer bir tablo vardır. Meursault’nun hayatındaki sıradan görevler, bir süre sonra varoluşsal bir sorguya dönüşür. Geçici bir eylem, kalıcı bir sonuç doğurur. Tıpkı bir memurun geçici olarak başka bir şehre atanması gibi; süreç biter ama içsel dönüşüm kalır. Edebiyat burada bize şunu fısıldar: Kalıcı olan, yaşanan değil, anlam yüklenen şeydir.

Görevlendirme bir metafor olarak

“Görevlendirme” kelimesi, insanın dünyaya gelişine dair kadim bir metafor gibidir. Her birimiz, hayat sahnesine belirli rollerle gönderilmişizdir — geçici olarak, ama sanki hep oradaymışız gibi. Shakespeare’in “Bütün dünya bir sahnedir” sözü, bu geçici görevlendirmenin edebi formülüdür. Oyuncular gelir, roller değişir; fakat oyun, yani hayat, devam eder.

Edebiyatta geçici görevlendirme çoğu zaman kaçınılmaz kaderin çağrısı olarak karşımıza çıkar. Homeros’un Odysseia’sında Odysseus’un savaşa gitmesi geçici bir görevdir ama bu geçicilik, yirmi yıl sürecek bir dönüş hikâyesine evrilir. O, görevlendirilmiştir; fakat bu görevlendirme, onun kimliğini kalıcı olarak değiştirir.

Kalıcılığın ruh hali: Dönüşsüz geçicilik

İnsanın psikolojisinde “geçicilik” genellikle rahatlatıcı bir fikirdir; çünkü değişim umudu taşır. Fakat edebiyatta bu kavram sıklıkla dönüşsüzlüğün eşiğine taşınır. Bir karakter, “geçici” bir kararla evinden ayrılır, ama o ayrılış geri dönüşsüz bir serüvene dönüşür. Sabahattin Ali’nin kahramanları da böyledir; Kuyucaklı Yusuf’un geçici memuriyetleri, onu daima kaderin yeni bir durağına taşır.

Bu nedenle “geçici görevlendirme kalıcı olur mu?” sorusu, sadece bir memuriyet tartışması değil, insanın kendi hayatına dair sorusudur. Hiçbir geçici rol bütünüyle geçici değildir; çünkü insan, yaşadığı her mekânda biraz daha kendine dönüşür.

Ritüeller, mekânlar ve anlatının hafızası

Edebiyat, mekânı ve zamanı sabitleyen bir bellektir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur’unda geçen bir gün, bir ömrün aynası olur. Oradaki geçici anlar, sonsuz bir iç hesaplaşmanın parçasıdır. Tıpkı bir memurun yeni bir göreve gönderilmesi gibi; o görev belki birkaç ay sürecektir ama bıraktığı iz, bireyin bilincinde kalıcı bir yer tutar.

Geçici görev böylece bir ritüele dönüşür: İnsan kendini yeniden tanır, alışkanlıklarını sorgular, dünyaya farklı gözlerle bakmayı öğrenir. Bu dönüşüm, edebiyatın en temel temalarından biri olan yeniden doğuşun sembolüdür.

Yazının kalıcılığı, insanın geçiciliği

Her yazı, geçici bir düşünceden doğar ama kalıcı bir anlam üretir. Bu yüzden edebiyat, geçiciliği dönüştürmenin en estetik yoludur. Belki bir görev süresi biter, bir mektup kapanır, bir sayfa çevrilir; fakat kelimeler, insanın zihninde yaşamaya devam eder. Geçici görevlendirme de böyle değil midir? Resmî olarak geçicidir ama kişisel tarihte kalıcı bir parantez açar.

Sonuçta mesele, görevlendirmenin süresi değil, onun anlatıya dönüştüğü yerdir. Bir edebiyatçının gözünden bakıldığında, her geçici şey kalıcılığa tutunur; çünkü anlam, zamanın ötesinde var olmayı başarır.

Sonuç: Her geçici görev bir hikâyedir

“Geçici görevlendirme kalıcı olur mu?” sorusu, aslında “hangi hikâyemiz gerçekten biter?” sorusunun bir başka biçimidir. Edebiyat bize gösterir ki hiçbir hikâye tamamen bitmez; yalnızca biçim değiştirir. İnsan bir yerden bir yere gönderilir, ama asıl yolculuk, kendi içinde başlar.

O yüzden her geçici görevlendirme, bir dönüşümün romanıdır. Belki kalıcı bir atama değildir ama kalıcı bir iz bırakır — tıpkı okuduğumuz bir romanın yıllar sonra bile zihnimizde yankılanması gibi.

Etiketler:

#Edebiyat #Geçicilik #KaderVeKimlik #Kafka #Camus #Shakespeare #EdebiAnaliz #GeçiciGörevlendirme #YazınınDönüştürücüGücü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort bonus veren siteler
Sitemap
vdcasinoprop money