Rotovatör Hangi Viteste Kullanılır? — İnsan Zihninin Vitesleri Üzerine Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak, makinelerin insana ne kadar benzediğini hep merak etmişimdir. İnsan davranışları, bazen bir motorun çalışması kadar mekaniktir; bazen de bir duygunun dalgalanması kadar öngörülemez. Rotovatör gibi tarım makineleri bile, doğru viteste çalışmadığında toprağı değil, kendi iç dengesini bozar. Tıpkı biz insanlar gibi… Her birimiz, içsel “vites”lerimizle hayatın toprağını süreriz. Bu yazıda, “Rotovatör hangi viteste kullanılır?” sorusunu sadece teknik bir merak olarak değil, insan zihninin, duygularının ve sosyal ilişkilerinin bir metaforu olarak ele alacağız. Birinci Vites: Bilişsel Psikolojide Hazırlık ve Farkındalık Rotovatörün birinci vitesi, yavaş ama güçlüdür.…
Yorum BırakGünlük Notlar Yazılar
Pekmez Öksürüğe İyi Gelir Mi? Toplumsal Yapılar, Cinsiyet Rolleri ve Kültürel Pratikler Üzerinden Bir Analiz Bir araştırmacı olarak toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini anlamak her zaman büyüleyici bir yolculuk olmuştur. Gözlemlerim, insanların gündelik yaşamlarında, toplumsal normlar ve kültürel pratiklerle şekillenen alışkanlıklarının, aslında çok derin bir anlam taşıdığını gösteriyor. Bugün ise, belki de pek çoğumuzun bildiği bir eski tedavi yöntemini, pekmezi ve öksürüğe karşı olan faydalarını ele alacağım. Ancak, yalnızca bir sağlık önerisi olarak değil, aynı zamanda bu pratiklerin toplumsal yapılarla nasıl ilişkilendiğini inceleyerek. Pekmez: Geleneksel Bir İlaç mı, Kültürel Bir Pratik mi? Pekmez, geçmişten günümüze özellikle halk arasında yaygın bir…
Yorum BırakNezir Kurbanı Ne Demek? Güç, İnanç ve Toplum Arasında Siyasal Bir Okuma Bir siyaset bilimci olarak her zaman şunu merak ederim: İnsanlar neden belirli ritüellerle kendilerini iktidara, topluma ya da Tanrı’ya adarlar? Bu soru, sadece teolojik bir tartışma değil, aynı zamanda iktidar ilişkilerinin merkezinde duran bir meseledir. Çünkü her “adama” eylemi, bir “itaat” biçimini içerir. Bu bağlamda nezir kurbanı kavramı, dini bir gelenekten çok daha fazlasını anlatır — birey ile otorite, inanç ile düzen, toplumsal bilinç ile siyasal ideoloji arasındaki derin bir ilişkiyi açığa çıkarır. Nezir Kurbanı: İnançtan İktidara Uzanan Bir Sözleşme Nezir kurbanı, bir kişinin Tanrı’ya bir dileğinin gerçekleşmesi…
Yorum BırakMaraş Arapça Ne Demek? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her zaman inanmışımdır ki öğrenmek, yalnızca bilgi edinmek değil, dünyayı yeniden anlamlandırma sürecidir. Bir kelimenin kökenini, tarihini ya da anlamını araştırmak bile, aslında insan zihninin merakla başlayan bir dönüşüm yolculuğudur. Maraş Arapça ne demek? sorusu da bu bağlamda, sadece bir dilsel merakın ürünü değil; aynı zamanda öğrenmenin kültürel, tarihsel ve düşünsel katmanlarını açığa çıkaran pedagojik bir fırsattır. Bu yazıda “Maraş” kelimesinin Arapça kökenine değinirken, aynı zamanda bu tür bilgi arayışlarının bireysel öğrenme sürecine ve toplumsal bilince nasıl katkı sunduğunu inceleyeceğiz. Çünkü her kelime, içinde bir medeniyetin…
Yorum BırakHistrionik Kişilik Özelliği Nedir? Görünürlük Arzusu ve Varlığın Tiyatro Sahnesi Bir filozofun gözünden bakıldığında, insanın görünme isteği yalnızca psikolojik bir dürtü değil, varoluşun en eski sorularından biridir. “Ben kimim?” sorusu çoğu zaman “Başkalarının gözünde kimim?”e dönüşür. Histrionik kişilik özelliği de işte tam bu dönüşümün merkezinde yer alır. Duygularını abartılı biçimde dışa vuran, dikkat çekmek için sahneye çıkan, varlığını başkalarının bakışıyla tanımlayan birey — aslında insanın görünürlükle olan kadim mücadelesini temsil eder. Etik Perspektif: Sahicilik, Rol ve Kendini Gösterme Etiği Etik felsefesi açısından histrionik kişilik, sahicilik ve gösteriş arasında bir gerilim alanıdır. Böyle bir kişilik, çoğu zaman başkalarının ilgisini çekmek için…
Yorum BırakErkeğin Kapatması Ne Demek? | Geleceğin İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Habercisi İlişkiler dünyasında bazı kelimeler vardır ki, basit gibi görünse de altı çok doludur. “Erkeğin kapatması” da tam olarak böyle bir ifade. Bugün size yalnızca bugünün ilişkilerini değil, yarının aşk dinamiklerini şekillendirecek bir kavramdan söz etmek istiyorum. Geleceğe merakla bakan, insan davranışlarının nereye evrileceğini tartışmayı seven biri olarak gelin, birlikte düşünelim: “Erkeğin kapatması” ne anlama gelir, bu kavram gelecekte nasıl bir toplumsal dönüşüm yaratır? 🚀 — “Erkeğin Kapatması” Nedir? Basit Bir Bitirişten Fazlası Geleneksel olarak “kapatmak”, bir konuyu sonlandırmak, bir ilişkiyi bitirmek veya bir kapıyı kapatmak anlamında kullanılır. Ancak “erkeğin…
Yorum BırakAmeliyat Öncesi Hangi Kan Değerlerine Bakılır? Klişeleri Sorgulayan Cesur Bir Bakış Hadi dürüst olalım: “Ameliyat öncesi kan tahlili” denince çoğu yerde hâlâ otomatik bir liste açılıyor; hemogram, biyokimya, koagülasyon… Peki gerçekten her hastaya aynı testler mi gerek? Benim güçlü iddiam şu: Rutin paneller, düşünmeyi tembelleştiriyor; kişiye ve cerrahi riske göre seçici testler hem daha güvenli hem daha etik. Tartışmayı açıyorum: Ya “ne olur ne olmaz” kültürü, gereksiz testlerle sizi risk, gecikme ve masrafla baş başa bırakıyorsa? ([NICE][1]) — Klişe Liste Sorunu: “Rutin” Testlerin Görünmeyen Bedeli Rutin diye herkese aynı kan tetkiklerini istemek kolaydır; ama kolay olan çoğu zaman doğru değildir.…
Yorum BırakGeçici görevlendirme kalıcı olur mu? Edebiyatın aynasında bir geçicilik hikâyesi Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca araç değil, varoluşun en ince damarlarıdır. Her sözcük, insanın kendini anlamaya çalıştığı o uzun yolculukta bir iz bırakır. “Geçici görevlendirme kalıcı olur mu?” sorusu ilk bakışta bürokratik bir mesele gibi görünür; oysa derinlemesine düşünüldüğünde, bu ifade insanın kaderle yaptığı geçici sözleşmeleri hatırlatır. Geçiciliğin kalıcılığa dönüştüğü yer, yalnızca devlet dairelerinde değil, edebiyatın en karanlık sayfalarında da yankılanır. Geçiciliğin ironisi: Kafka’dan Camus’ye bir yolculuk Franz Kafka’nın kahramanlarını hatırlayalım: K. bir sabah uyandığında kendini bilinmeyen bir mahkemenin ortasında bulur. O, geçici bir görevlendirme gibi başlayan bir sürecin, sonsuz…
Yorum BırakUyanışın Felsefesi: Cezaevinde Sabah Kaçta Kalkılır? Bir filozof için sabah, yalnızca günün başlangıcı değildir; bilincin yeniden doğduğu, varoluşun yeniden sorulduğu andır. Cezaevi ise bu uyanışın en keskin sınırlarından biridir — dış dünyanın gürültüsünden kopmuş, insanın kendi iç sesiyle baş başa kaldığı bir alan. “Cezaevinde sabah kaçta kalkılır?” sorusu ilk bakışta sıradan, belki bürokratik bir sorudur. Ancak felsefi bir gözle bakıldığında, bu soru insanın özgürlük, zaman ve varlıkla olan ilişkisini derinlemesine sorgular. Etik Bakış: Zorunluluğun ve Disiplinin Ahlakı Etik, eylemin niyetiyle ilgilenir. Cezaevinde sabahın saati, bireyin iradesiyle değil, otoritenin düzeniyle belirlenir. Immanuel Kant’ın deyişiyle, ahlaki eylem, dışsal bir baskıyla değil, içsel…
Yorum BırakBir Punduna Getirip Ne Demek? Psikolojik Bir Mercek Altında İnsan davranışları her zaman gizemli ve bazen karmaşık olmuştur. Her bir hareket, her bir kelime, iç dünyamızdaki derinliklere açılan bir pencere olabilir. Psikologlar, insanların davranışlarını anlamaya çalışırken, görünmeyen motivasyonların, duygusal dürtülerin ve bilinçaltı düşüncelerin izini sürerler. Bugün, günlük dilimize sıkça yerleşmiş bir deyimi mercek altına alacağız: Bir punduna getirip ifadesi. Bu kelime, birçok farklı anlam taşıyor olsa da, derinlemesine bir psikolojik çözümleme ile bunun ne anlama geldiğine dair daha fazla şey keşfedebiliriz. Peki, bir punduna getirmek ne demek? Bu deyimi hem bilişsel, duygusal hem de sosyal psikoloji boyutlarında ele alarak anlamını…
Yorum Bırak